Showing posts with label Atlı okçuluk müsabakaları. Show all posts
Showing posts with label Atlı okçuluk müsabakaları. Show all posts

Saturday, 19 December 2015

Japonya Atlı Okçuluk müsabakası 2015

Bazılarınız 'Shogun' dizisini izlemişsinizdir (Fragmanı burada) Sonunda İeyasu Tokugawa Shogun oluyor yani daha önce parça parça olan ülkeyi birleştiriyor ve Japonyanın tek hükümdarı oluyor.
Ölümünden sonra onun için Nikko Toshogu tapınağını inşa edip orada defnediyorlar.

Bizim davet edildiğimiz müsabaka ise İeyasu Tokugawa'nın 400üncü yıldönümü etkinlikleri kapsamındaydı. Daha önce yabancılar davet edilmediğinden bu bizim için büyük bir onurdu.
18 ülkeden toplam 25 atlı okçu katıldı.

Başlamadan önce ilk olarak şunu söylemek istiyorum, Japonlar gördüğüm en sabırlı, sakin, kibar, iyi niyetli, temiz insanlar. Bu gezi benim için sadece sıradan bir müsabaka değildi, bundan öte hayata bakış açımı değiştirdi.

13 Ekim Salı
Bugün bineceğimiz atlarla tanıştık. Mevcut atlar arasında küçük Moğol ponyleri, emekliye ayrılmış İngiliz yarış atları ve dressage (konkür) atları vardı. At kalitesi genel olarak pek iyi değildi. Japonya ada olduğu için yer kısıtlı ve arazi pahalı oluyor, bu da at beslemenin lüks olduğu anlamına geliyor. Bu nedenden de Japonya'da fazla at olduğu söylenemez. Atların bir bölümünü 1000km uzaklıktaki Hokkaido'dan getirmişler. Anladığım kadarıyla Samuray'larda da aynı sorun varmış. Eski Japonya bir Osmanlı, Safevi veya Babür devleti gibi at ülkesi değilmiş.

Bana 'Festival' adında 23 yaşında bir Belçika dressage atını verdiler, sahibi fazla yormamamı ve dikkatli olmamı tembihledi. Ben binerken son nefesini verecek diye bir ihtimal vardı. Daha önce Yabusame (Japon usülü atlı okçuluk) yapmış ama binici bir türlü dörtnala kaldıramamış, tırs ile gitmiş. Bu atları binbir zahmetle getirdiklerini bildğim için tabiiki birşey söylemeden atımı kabul ettim.

15 Ekim Çarşamba
Bugün atlarla resmi geçit yapıldı. (Kortej için bana başka bir at verdiler bu arada.) Bayraklar elimizde binicilik kulübünden Nikko kasabasının merkezine, oradan yavaş yavaş Nikko tapınağına gittik. Orada atlardan inip tapınağa davet edildik ve özel bir bölümde rahipler bizim için herşeyin rast geçmesi için kısa bir ayin yaptılar, ok ve yaylarımızı kutsadılar. Japon arkadaşlar şöyle bilgilendirdi bizi: tapınağın o özel bölümüne ok ve yay ile girebilmek çok büyük bir ayrıcalıkmış ve daha önce hiç bir yabancı yapmamış.



Atın başında ve boynunda gördüğünüz süsler geleneksel Japon süsü. Kısa süre önce bitirdiğim Osmanlı tarzı çaprak'ımı (atın sağrı örtüsü) getirmiştim.  Aynı atta hem Japon hem Türk/Osmanlı tarzı süsler görmek mümkün

Korteje çıkmadan önce

Japon geleneksel kıyafetleri ile bir hanımefendi









Yüksek dağları ve doğasıyla Nikko'da manzara muhteşemdi

Manzaraaaa...


Tapınağa vardık






Soldan sağa Polonya, ABD, Moğolistan ve Türkiye

Bu bildiğimiz meşhur 3 maymunun kaynağı işte Nikko Toshogu tapınağından
Çarşamba akşamı bir toplantı yapıldı ve Japon ekibi müsabakanın kurallarını tek tek anlattılar, sorular soruldu vs.
Bizim düzenlediğimiz müsabakalarda bu kural bilgilendirmesini bazen yapmıyoruz ama mutlaka yapılması gereken birşey olduğunu belirtmek isterim.
Organizatörler 2 tur Kore parkuru ve 2 tur Kabak atışı öngörmüşler. Kore parkurunda 30'ar metrelik arayla sol tarafta 5 hedef bulunmaktadır. Parkura mesafe 5m. Bu defa normal Kore hedefleri kullanmak yerine hedefleri küçültmüşler. Hedeflerin çapı 60cm, bi portakal kadar ortası size 5 puan kazandıracak, sonra 4, 3, 2, 1 diye.
Normalde Kore ve Kabak parkuru en az 4 tur olur, ancak ikişer turla yetinmişler (yani çok az). Hedeflere tam alışırken müsabaka bitmiş oldu.

Sonra resmi konuşmalar yapıldı ve nefis Japon yemeklerini tatma şansına sahip olduk.



16 Ekim Perşembe - Müsabaka günü
Müsabaka alanı turistlerle dolmuştu bile. Parkurdan tören geçidi yaptık sonra iki gruba ayrılıp ilk 2 defa Kore parkurunu sonra 2 defa Kabak atışını tamamlayıp müsabakayı bitirdik.
Atım Festival'i dörtnala kaldırabildim çok şükür ve sağ salim sonra teslim ettim.


Moğol yarışmacı

Çinli yarışmacı

İsveçli yarışmacı

ve ben..

17 Ekim Cuma - Yabusame töreni
Yabusame, Japon atlı okçuluğu içeren ve yüzyıllardır değişmeyen dini bir ayin.
Yabusame bizim yaptığımız atlı okçuluktan oldukça farklı: Tahtadan oluşan 3 hedef var ve ucu ahşap topuz olan oklarla vurup kırmaya çalışılıyor. Ellerindeki büyük yayın ismi 'yumi'.



Yukarıda kır atın üstündeki Yabusame okçusu etkinliğin en önemli misafiriymiş. İeyasu Tokugawa'nın büyük torunuymuş!





Monday, 14 January 2013

Osmanlı bitti, 'moderen' atlı okçuluk başladı ...

Bugün önümüzdeki sezon atlı okçuluk müsabakalarında kullanacağım okları bitirdim. Pek bir iş de yapmadım zaten. Makaralı yayımın oklarını alıp boyunu kısaltıp plastik tüylerini çıkartıp gerçek tüy yapıştırdım.
  • Easton Carbonaeros
  • 400 spine
  • 8.1 gpi ağırlık
  • çekiş mesafesi 69cm
  • Toplam ağırlık 23,5 gram
Bunca geleneksel kıyafet, ok ve yaylardan sonra niye modern karbon'a başladım diyeceksiniz..
  • Karbon oklar daha düz, daha standart, isabet oranı daha yüksek
  • Eğrılmiyor veya kırılmıyor
  • Tedarik etmesi daha kolay, uğraşmıyorsunuz
  • Atlı okçuluk müsabakalarında herkes kullanıyor, kullanmayan dezavantajlı duruma düşüyor. 
  • Dünyaca ünlü Lukas Novotny bile organic hornbow ile müsabakalarda karbon ok atıyor..
  • Ahşap ok yapıldımı daha ağır oluyor, birçok Türk savaş okları 18-25 gram arası. 
  • Karbon=modern ve ahşap= geleneksel diye bakmamak lazım, gerçek Türk tarzı (iğne temrenli, endamlı, sinir sargılı, Türk tarzı yelekli vs) oklar şu an belki 2-3 kişi tarafından kullanılıyor, diğer tüm müsabakalarda gördüğümüz ahşap oklar 'modern Avrupa tarzı'dır. 
  • Karbon oklar Osmanlı oklarının performansını yakalıyor. Bugün ahşap oklar ile bunu yakalamak zor. Kendimize sormamız gereken soru şu: görünüşü mü yoksa performansı mı ecdadınkine benzesin?
Ecdadın yaptığı atlı okçuluk ve müsabakalarda yapılan atlı okçuluk çok farklı, bunu da kabul etmek lazım (müsabakalarda yapılan hileler için bu makalemi de okuyun)



Thursday, 19 July 2012

Polonya Atlı Okçuluk müsabaka ve gösterisi Grunwald 2012

Geç olsun güç olmasın - Mayıs'ta Polonya'da yapılan atlı okçuluk müsabakanın fotoğraflarını ancak şimdi paylaşabiliyorum.
Müsabaka meşhur bir muharebenin anısına yapıldı. 15 Temmuz 1410'da Lehler Töton/Alman şövalyelere karşı savaşıp kazanıyorlar. Tatarlar da Lehlere destek oluyor. Müsabaka savaşın yapıldığı yerde yapıldı, direk yanımızda anıt ve müze vardı.
http://en.wikipedia.org/wiki/Battle_of_Grunwald

Cumartesi günü Kore ve Macar disiplinleri yapıldı. Başka makalelerde bu disiplinlerin kurallarını açıklamıştım. Pazar günü ise yeni bir disiplin denediler, 'Tatar battle discipline' (Tatar savaş disiplini). Büyükçe bir alanın 3 tarafını çevirmişler (100 metreye 100 metre gibi birşeydi), hedef biraz büyükçe ve bu alanın dışındaydı. O alana dörtnal girilecek ve gerisin geri dönülecek ve tüm bu süre içinde ok atılacak. Atın gideceği herhangi bir yol yoktu, atın kontrolü sizin elinizde yani. 


Buyrun, Artur Wosinek'in objektifinden 721 fotoğraf:
https://plus.google.com/u/0/photos/109892201944468198709/albums/5738602313733723137


Hilmi Arıç, Bart ve ben

 Macar disiplininde Norbert Kopçinski


Güzel bir Arap atı üstünde bir ok, yay ve kalkanı ile Osmanlı Sipahisi