Friday 29 October 2010

EOCHA 2010 Avrupa atlı okçuluk müsabakası

EOCHA 2010 Avrupa atlı okçuluk müsabakası

Değerli okçuluk ve binicilik sevdalıları,

Bu sene Avrupa atlı okçuluk müsabakası 10-11 Eylül 2010 tarihleri arasında Belçika'da yapıldı, websitesi yine www.eocha.org. Türkiye olarak ikinci defa katıldık ve bu sene ilk defa Türk 'kabak oyunu' disiplinine de yer verildi (direğin üstündeki hedefe atış). 4 disiplinden 3 seçebiliyordunuz, Macar, Kore, yeni Belçika disiplini ve Türk kabak oyunu. Belçika disiplini biraz uydurukdu. Pek de sevilmedi zaten. Muhtemelen ilk ve son defa yapıldı. Bir grupda oluyorsunuz ve her atıştan sonra en az puanı atan eleniyor.

Atlar güzeldi, çok farklı cinsler vardı, İspanyol atları, Alman atları, Arap vs. EOCHA'yı düzenleyen Alman Abdülmecid bey (Christian Schrade)'nın Arap atını seçtim, muhteşem güzellikte bir hayvan ve ayrıca çok hızlı. 90 metreyi her geçişte 6,9 saniyede tamamladı. 


Mehmet Gölhan'a teşekkür etmek istiyorum, yoğun vaktinde benimle buluşup yaylarından birtane verdi, yoksa Kore yayıyla katılacaktım. Diğer Osmanlı tipi yaylarım kırılmıştı. Şu açıdan önemli, birçok kişi Osmanlı yayını görmemiş, tanıtımda kullandım, Osmanlı yayının ve kirişinin bölümlerini ve evrimini detaylı şekilde anlattım ve çok ilgi gördü. Mehmet abinin yayı yine meşhur oldu bu arada.

İlk yine seyirciler önünde bayraklı geçiş oldu, ilk yavaş sonra teker teker ülke temsilcileri dörtnalda bayraklar ellerinde geçtiler. Böylecene bayrağımız şanıyla ve şerefiyle dalgalanmış oldu, yine duygulu bir andı benim için.
Seyirciler geçen seneye nazaran azdı.





Fransız atlı okçular
EOCHA 2010 Türkiye bayraklı dörtnal geçiş

EOCHA 2010 Türkiye

Polonyalı atlı okçular çadırın önünde

Korelilerle geçen seneki
 EOCHA'dan beri özel ilişkilerimiz var. Ülkeler zati birbirine sempati duyuyor, onu bırakın bizim atlı okçuluk ve atlı savaş kültürüne çok meraklılar. Kore ekibi atlı okçuluğu ve atlı savaş sanatlarını iş olarak yapıyorlar, devletten maaş alıyorlar. Sokcho'da büyük stadları var sırf bu iş için ve ayrıyetten atlı okçuluğu UNESCO'nun bir parçası haline getirmeyi başardılar. En çok o ekiple konuştum, bilgi alışverişinde bulunduk. Bizim Koreye gelmemizi çok istiyorlar. Aslında herkes bizim atlı okçuluk konusunda 'abilik' yapmamızı bekliyor. Böyle bir atlı okçuluk geçmişine sahip olan ve bir sürü belgesi ve minyatürleri olan kültüre bu konuda öncülük yapmak
yakışır zaten. Ama bundan çok uzaktayız maalesef.

Yerel Televizyon da geldi benimle Franzısca olarak görüşme yaptılar. Sonra organizatörlerden biri bana mesaj attı televizyonda repörtajımı seyrettiğini ve beğendiğini iletti. Kore televizyonu da geldi. Türkiye televizyonu da biraz ilgi gösterseydi güzel olurdu. 


Cumartesi akşamı bir 'jousting' gösterisi yapıldı. Organizatörlerden Fred Piraux'un yönettiği ekip en detayına kadar araştırılmış ortaçağ zırhlı şövalye kostümleriyle uzun mızraklarla birbirlerine çarparak bir turnuva düzenlediler. Uzun mızraklar üstlerinde parçalandı hep (bilerek). Kılıç ve ciritlerle de gösteri yaptılar (onlarda da cirit varmış). 


Jousting gösterisi

İsviçreliler sıkı bir takım olarak geldiler, yedisi yarıştı, bir kaç kişi de yardımcı ve seyirci (ve fotoğrafçı) olarak geldi. İnşallah biz de birgün büyük bir ekip ile gideriz böyle etkinliklere. 


İsviçre'li  atlı okçular




Fransızlar 6 kişilik sempatik bir ekip ile yarışmaya katıldı. İngiliz Mike Ashington arkadaşımız bir ilke imza attı ve İngiliz uzun yayı ve kostümü ve zırhıyla geldi ve beğeni topladı. 60 libre longbow'uyla iyi de attı. Bi geriye doğru atışlarda haliyle biraz zorluk çekti. 


İngiliz uzunyay ve kıyafetiyle İngiliz  atlı okçu


Ürdün, İran ve Macaristan son dakika gelmeyeceklerini söylemişler. Elliye yakın yarışmacı olmuş. Puanlar açıklandı websitesinde ama ilk ona giremedim maalesef. Belçika stilini seçmem kötü oldu. Kuralları zati uydurukdu ve daha önce websitede iyi belirtilmemişti. 90m gidiyorsun ama oku anca hedeften 15m önce elleyebiliyorsun ve sadece belli bir aralık içinde oku atabiliyorsun. Zaman kısıtlaması yoktu bunda. Atım en hızlı at
olduğu için zamanında oku gezlemekte zorluk çektim haliyle ve 0 puan aldım buradan. Acemiler yavaş atlarıyla geçip acemice atsalar bile az çok vurup puan alıyorlardı. En yavaş atlar çok avantajlıydı. Dediğim gibi Belçika stili muhtemelen birdaha yapılmayacak.


Koreli bayan atlı okçu

Koreli atlı okçu


Polonyalı atlı okçu


İngiliz sefer çadırı


İngiliz arkadaşın getirdiği çadır çok ilgi gördü ve çok hora geçti. Sıramızı beklerken içinde oturabildik ve malzememizi de oraya koyduk. Arasıra bastıran yağmura karşı da korudu. Benim hayalim aslında bir Osmanlı çadırı ile gelmek. Dünyada en güzel, en büyük ve en iyi kalitede bugüne kadar kalabilmiş Osmanlı çadırı/otağı Almanya/Dresden'de. Resimlerine buradan bakabilirsiniz: http://goo.gl/qQ0A
İşte 10 kişilik Osmanlı ekibiyle katılıp buna benzer bir çadırla katılmak var...


Polonyalı atlı okçu


Lüksemburg'lu bayan atlı okçu





Kabak disiplini büyük beğeni topladı, bi kere tarihi bir disiplin olmasından, ayrıca çok farklı birşey olduğundan. Yoksa macar ve Kore disiplinleri hep sola, öne veya arkaya atış, kabak oyununda yukarı atıldığından farklı bir boyut kazandırıyor. Daha bilmeyenler için meşhur minyatürü ekleyeyim:
Sultan 2nci Murat kabak atışında


Müsabakada direğin önünde ve arkasında çizgiler vardı, bu alan içinde atarsanız daha çok puan alıyorsunuz ve atın boynuna yatarsanızda puanınızı arttırıyorsunuz. Hedefi güzel yaptılar, bir metal tabak gibi bir cismi ortadan delip direkten geçirip iplerle aşağı sallandırdılar, yani sabit değildi, böylecene blunt yani ucu lastik oklarla vurduğunda oklar kırılmadı ve güvenlik de arttırılmış oldu. Hedef baya küçüktü bu arada ve yüksekteydi. sadece iki kişi vurabildi, herkesin sadece 3 atış hakkı vardı. Atın boynuna yatmasını yavaş yavaş öğreniyorlar. Geçişler çok çabuk oldu, herkeş şaşırdı, diğer disipline geçileceğine uzun bir ara verildi. Keşke herkes 6 geçiş yapabilseydi.


Kabak oyunu atışı Almanya


Kabak oyunu atışı Kore 

Kabak oyunu atışı Almanya


Kabak oyunu atışı Türkiye-Gökmen


Kabak oyunu atışı Türkiye-Gökmen


Benim 3 atış hep çok yakından geçti maalesef. Ama en azından insanlar esas kabağın atış formunu görmüş oldular ve beğendiler. Hızlı bir atta eyerden kalkıp atın boynuna yatarak ve yayı çeken sağ dirsek at boynunun soluna gelecek şekilde atış yaptım. 
Toplam müsabakada birinci kızılderili kıyafetiyle katılan Almanya'dan Christian Prestin oldu. 


Kızılderili kıyafetinde Alman atlı okçu

Fransız atlı okçu

Bunun dışında yeni kontaklar kuruldu örn. Hollandalı atlı okçularla tanıştım ki yeni başlamışlar. Osmanlı stilini merak edenler çok oldu, benimle konuşabilmek için kuyruklar bile oluştu. Bizim stilimiz pek bilinmiyor, korelilerin mandalı farklı mesela ve başparmak atanların hemen hemen hepsi zihgirsiz ve kore stili, kore mandalıyla atış
yapıyor. Yine herkesin kendi dilinde Almanca, İngilizce, Fransızca ve Türkçe olarak detaylı anlattım (1-2 Türkçe bilenler de vardı).
 
Özet: Bu seneki Avrupa atlı okçuluk müsabakasında da Türk kültürünü, Türk (atlı) okçuluğunu yine en iyi şekilde tanıttık, gösterdik, bayrağımızı şanıyla yakışır şekilde dalgalandırdık. Türkiyedeki binici ve okçu arkadaşların kulağını da bol bol çınlattık. İnşallah seneye daha büyük bir ekiple katılırız.

Tüm fotoğrafları buradan görebilirsiniz:
http://www.flickr.com/photos/atli-okculuk/sets/72157624850202383/show/


Gökmen
gokmenaltinkulp@gmail.com

No comments:

Post a Comment